HOCA AHMED YESEVİ KİMDİR ?

Orta Asya Türkleri’nin dinî – tasavvufî hayatında geniş tesirler icra eden ve “Pîr-i Türkistan”  (Türkistan erenlerinin pîr’i) diye anılan mutasavvıf-velî, Yeseviyye tarikatının kurucusudur. 1093 yılında bugünkü Kazakistan’ın Çimkent şehri-Sayram kasabasında dünyaya geldi. Küçük yaşta önce annesini sonra da babasını kaybetmesi üzerine, Sayram yakınlarındaki Yesi’ye giden Ahmed Yesevi  burada şeyh Arslan Baba’ya intisap ederek ondan feyiz almaya başladı. Ancak şeyhinin de kısa süre sonra vefat etmesi üzerine zamanın önemli İslâm merkezlerinden biri olan Buhara’ya giderek orada devrin önde gelen âlim ve velîlerinden  Şeyh Yûsuf el-Hemedânî hz.leri’ne intisap ederek  onun irşad ve terbiyesi altına girdi. Onun da vefatından sonra kısa bir müddet daha Buhara’da kalan A. Yesevi daha sonra Yesi’ye dönerek bir tekke kurdu ve vefatına kadar orada irşada devam etti.

Mürşidi Şeyh Yûsuf el-Hemedânî gibi Hoca Ahmet Yesevî de bir  Hanefî âlimidir. Kuvvetli bir medrese tahsili gördü, din ilimleri yanında tasavvufu, Arapça ve Farsça’yı öğrendi. Bununla beraber devrinin birçok din âlimi ve mutasavvıfı gibi belli bir sahada kalmadı, sahip olduğu  ilmi  çevresindeki halka anlayabilecekleri bir dille aktarmaya çalıştı. Taşkent ve Sîriderya yöresinde, Seyhun’un ötesinde  yaşayan göçebe Türkler arasında ismi yayıldı. Bir mürşid ve ahlâkçı hüviyetiyle onlara şeriat hükümlerini, tasavvuf esaslarını, tarikatının âdâb ve erkânını öğretmeye çalışmak, İslâmiyet’i Türkler’e sevdirmek, Ehl-i sünnet akîdesini yaymak ve yerleştirmek başlıca gayesi oldu. Binlerce talebe yetiştirdi. Şeriat’a ve Hz. Peygamber’in  (sallallâhu aleyhi ve sellem) sünnetine sıkı sıkıya bağlı olan Hoca Ahmet Yesevi’nin şeriat ile tarikatı kolayca telif etmesi, Yesevîliğin sünnî Türkler arasında süratle yayılıp yerleşmesinin ve daha sonra ortaya çıkan birçok tarikatlara tesir etmesinin başlıca sebebi oldu. Türklerin Osya Asya’dan batıya doğru göç etmeleriyle birlikte Yesevi tarikatı Azerbeycan ve Anadolu’ya da yayıldı.

Hoca Ahmet Yesevi altmış üç yaşına geldiğinde -Hz. Peygamber s.a.v Efendimiz o yaşta  vefat ettiği için- tekkesinin avlusunda müridlerine yerin altında bir çilehâne hazırlattı ve 1166 yılında  vefatına kadar burada ibadet ve riyâzetle meşgul oldu. Kazakistan’ın Türkistan şehrinde olan türbesi 1389 yılında Emir Timur tarafından yaptırılmıştır.

Hoca Ahmet Yesevi hazretleri’nin bilinen tek kitabı “Dîvân-ı Hikmet”tir. Bu eserinde İslâm dinine yeni girmiş veya bu dini henüz kabul etmemiş Türkler’e İslâmiyet’in esaslarını, şeriat ahkâmını ve Ehl-i sünnet akîdesini öğretmeyi, Yeseviyye tarikatı müridlerine tasavvufun inceliklerini, tarikatın âdâb ve erkânını telkin etmeyi amaçlamaktadır. (Kaynak: www.islamveihsan.com )

 

Divân-ı Hikmet’ten birkaç şiir:

Hikmet – 139 :

Rahîm Olan Rahmân Var !   (Cennet ve Cehennem’in çekişmesi)

Cennet cehennem çekişir, tartışmakta beyân var.

Cehennem der: “ Ben üstünüm, bende Firavn, Hâmân var.

 

Cennet der ki; “ Sen ne dersin, sözü bilmez söylersin,

Sende Firavun varsa, bende Yusuf Kenân var.”

Cehennem der: “ Ben üstünüm, cimri kullar bendedir,

Cimrilerin boynunda, ateş, zincir halka var.”

Cennet der ki; “ Ben üstünüm, peygamberler bende var,

Peygamberler önünde Kevser, huri, gılmân var.”

 

Cehennem der: “ Ben üstünüm, tersâ, cuhûd bende var,

Tersâ, cuhûd önünde türlü türlü azap var.”                (Tersâ =hristiyan ,   Cuhûd = yahudi)

Cennet der ki; “ Ben üstünüm, mü’min kullar bende var,

Mü’minlerin önünde türlü türlü nimet var.”

 

Cehennem der: “ Ben üstünüm, zâlim kullar bende var,

Zâlimlere sunmaya zehir, zakkum bolca var.”

 

Cennet der ki; “ Ben üstünüm, âlim kullar bendedir,

Âlimlerin kalbinde ilm-i hadis, Kur’ân var.”

 

Cehennem der: “ Ben üstünüm, münâfıklar bendedir,

Münâfıklar boynunda ateşten tasmalar var.”

Cennet der ki; “ Ben üstünüm, zâkir kullar bendedir,

Zâkirlerin gönlünde Allâh fikri, zikri var.”                             (Zâkir= Allah’ı çok zikreden)

 

Cehennem der: “ Ben üstünüm, namazsızlar bendedir

Namazsızlar boynunda yılan, akrep, çiyan var.”

 

Cennet der ki; “ Ben üstünüm, cemâl görmek bendedir,

Cemâlin göstermeye, Rahîm olan Rahmân var.”

Cehennem burda durdu, özür beyân eyledi,

Hoca Ahmed ne bilir, bildirici Yezdân var.                       (Yezdân = Tanrı)

 

Hikmet – 140 :  Toprak Olur Bir Gün !

Şüphesiz bilin ey dostlar! Dünya halktan geçer bir gün.

İnanma saltanatına, mutlak elden gider bir gün.

Baban, annen, kardeşlerin nereye gitti bir düşün,

Dört ayaklı tahtadan at, seni de götürür bir gün.

 

Dünya için mahzun olma, Hak’tan başkasını deme,

Kulların hakkını yeme, Sırâtta görürsün bir gün.

Çoluk-çocuk, eş-dost, kardeş, hiç kimse olmuyor yoldaş,

Akıllı ol sen arkadaş, ömrün gelir geçer bir gün.

Hoca Ahmed kulluk eyle, gel ömrünü hesap eyle,

Aslındır toprak ve su, yine toprak olur bir gün.

 

Ve, ilâhi aşkı terennüm ettiği bir şiirinden bazı beyitler:

 

Hikmet – 33   Ey Allâh’ım!

Aşk yolunda yok olayım, Hakk’ın kölesi olayım.

Her ne lütfetsen bileyim, âşık eyle ey Allâh’ım!

El açıp dua edeyim, Sen varken nere gideyim?

Neylersen güzel eylersin, âşık eyle ey Allâh’ım!

Has aşkını göster bana, şükreden kulun olayım.

Zekeriyya Nebîn gibi, zikreden kulun olayım.

Eyyüp gibi belâlara, sabreden kulun olayım.

Her ne yapsan Sen yaparsın, âşık eyle ey Allâh’ım!

Aşk derdini talep ettim, ne yazık ki, dermânı yok.

Aşk yolunda cân verenin korkusu yok, fermânı yok.

Bu yolda cân vermemenin mümkünü yok, imkânı yok.

Ne yaparsan Sen yaparsın, âşık eyle ey Allâh’ım!

Aşk pazarı ulu pazar, o pazarda sûdâ  harâm.                        (Sûdâ= Ticaret)

Âşık kula Senden başka ilgi harâm, kavga harâm.

Aşk yoluna girenlere dünyalık ve dünya harâm.

Ne yaparsan Sen yaparsın, âşık eyle ey Allâh’ım!

Ey kul Hoca Ahmed’im! Aşktan ağır belâ olmaz.

Boşuna merhem sürme ki, aşk derdine devâ olmaz.

Gözyaşından başka bir şey, şahit olmaz, çare olmaz.

Her ne yapsan Sen yaparsın, âşık eyle ey Allâh’ım !

 

Allah dostu bu  yüce velînin himmet ve şefaatlerine bizleri de nâil eylemesini Cenâb-ı Mevlâ’dan niyaz ederiz. Âmin..

Yesevi hz.lerin Divan-ı Hikmet’i (s.91) ve ayrıca Fakrname (s.31), Âdâb-ı Tarikat (s. 553) ve Makâmât-ı Erbain  (s. 558) isimli üç risâlesi ekli PDF de sunulmaktadır.

Ahmed Yesevi Külliyatı

(R.A; Haz. 2021)