Receb ayı Kur’ân-ı Kerim Tevbe suresi 36.ıncı ayetinde belirtilen  dört “haram ay” dan biridir. Haram ay denilmesinin sebeplerinden biri, o ay’ın hürmetinden dolayı günahlara ve sevaplara verilen mükafat ve karşılıkların  katlanmasıdır. Normal zamanlarda yapılan ibadet ve iyiliklere bir’e on misli sevap verilirken, Receb ayında bu miktar bir’e yüz misline çıkmaktadır. Benzer şekilde, günah işlemek her zaman yasaksa da,  hürmetli ve yasaklı olan bu aylarda işlenen  günahlar, aynen Kâbede ve ihramlı iken işlenmiş gibi kat kat yazılır. Haram aylar hakkında buyurulan:

“ .. sakın o aylarda nefislerinize zulmetmeyin ! ”  (Tevbe suresi, ayet 36’dan)

âyet-i kerimesindeki “zulüm”den maksat, müfessirlerin beyanına  göre günah işlemektir. Nitekim zina, her zaman ve mekanda haramsa da Kâbede ve Kadir gecesinde kat kat haramdır. Allah-u Teâlâ’nın istediğini yapmaya, dolayısıyla dilediği şeylere, başka şeylerde olmayan bazı özellikler vermeye hakkı vardır ki, buna kimse itiraz edemez.  Bunun neticesinde, bu mübarek zamanlarda ve mekanlarda günah işlemek, diğer zaman ve mekanlarda irtikap edilenden daha ağır cezaları mucip olduğu gibi, kendilerinde yapılan sâlih amellere de kat kat sevap yazılır.

Sa’id İbni Cübeyr’in  babasından (radıyallahu anhuma) rivayet edilen bir hadis-i şerifte  Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Şüphesiz ki Receb, Allah-u Teâlâ’nın, kendisinde sevapları katladığı, tevbe edenlerden günahları sildiği, duaların kendisinde kabul edildiği ve sıkıntıların kendisinde açıldığı  büyük bir aydır“           (Heysemi, Ali el Muttaki).

Hepimizin birçok hatası ve günahı  vardır. Ancak Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de birçok ayet ile kendisinin Tevvâb (tevbeleri çok kabul eden) ve Rahîm (merhameti çok bol) olduğunu beyan buyurmaktadır. Onun için, bu aydaki tevbe fırsatını kaçırmamalıyız (ki günahlarımız silinsin).

İbn-i Abbâs radıyallâhu anh’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte ise:

“Haram aydan bir gün oruç tutana, Allah-u Teâlâ her gününe karşılık bir ay (oruç tutmuş sevabı) yazar“  buyurulmuştur.

Cenâb-ı Hakk, dilerse bir güne karşılık bir ay, hatta bir senelik veya daha da fazla sevap  verebilir. O kendisinin “büyük lütuf ve ihsan sahibi olduğunu” (Âl-i İmrân suresi, ayet 174) bildirdiğine göre belli  bir zamanda yapılan ibadetlere bol bol sevap vermek O’nun takdiri ve şânındandır.

Yine, sahâbe ve tabiin’den gelen çeşitli rivayetlerde senede beş gecenin faziletine dikkat çekilmiştir ki, bunlardan biri de Receb ayının ilk gecesidir. Bu geceleri ibadetle geçirenlerin âhirete imanla göçecekleri umulur.

Yazımızı Hz. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz’in Receb ayı içinde sürekli olarak yaptığı bir  dua ile bitiriyoruz :

“ Allahumme bârik lenâ fî Recebe ve Şâban ve belliğnâ Ramazan ”

(Allahım! Receb’i ve Şaban’ı bize mübârek kıl. Ve bizi Ramazan’a ulaştır)

Âmîn…

Kaynak : Receb-i Şerif Risâlesi, Ahmet Mahmut Ünlü (Cübbeli Ahmet Hoca)